top of page

Tarihin En Estetik Futbolcusu: Ronaldinho

“Ronaldinho, Messi ve Cristiano Ronaldo’dan daha yetenekliydi. Sahada ne yapacağımızı bilemediğimiz anda ortaya çıkar, bir şekilde fark yaratırdı.” Deco
“Barcelona’daki değişimin baş aktörü, Ronaldinho’ydu. Kötü bir zamanda geldi ve yaptıklarıyla fark yarattı, ilk yılında hiçbir şey kazanamadı ama taraftarlar ona aşık olmuştu. Sonrasında kupaları da kazandırdı. Barcelona, yaptığı her şey için ona sonsuza kadar minnettar olmalı.” Lionel Messi


“2001 yılında Paris Saint Germain’e geldiğinde ona karşı oynamıştım. O zaman bile “Bu çocuk bir gün dünyanın en iyisi olacak” diyebilirdiniz. Repertuvarında inanamayacağınız kadar beceri ve çalım çeşitleri vardı.” Laurent Blanc

“İyi oynayan bir takımla “efsaneler yaratan” bir takım arasındaki farkı yaratan adamdı Ronaldinho. Bir maçın kaderine tek başına karar verebilirdi.” Frank Rijkaard
“Ronaldinho ve Robinho'dan çok şey öğrendim. Futbol taktik bir oyundur ve bazen ciddi olmanız gerekir. Ama onlar bana futbol oynarken de eğlenmeyi, tat almayı öğrettiler. Kliplerini Youtube'da izleyerek saatler geçirdim.” Eden Hazard


“Eğer söz konusu şey beceri, saf yetenekse Ronaldinho’dan daha iyisini bulamazsınız, oynadığım en iyi futbolcuydu.” Edgar Davids
“Hem çok yetenekli hem de çok zekiydi. Her duruma hazırdı, oyun ne gerektiriyorsa onu yapıyordu. Onunla oynamış olsaydınız artık yaşanmış hiçbir şeye şaşırmazdınız!” Eidur Gudjohnsen
“Ronaldinho'yu durdurmak çok zordu çünkü oyununu okumanız imkansızdı. Asla aynı şeyi iki kez üst üste yapmazdı. Onun birkaç videosunu izlesem bile, karşı koyması hala zordu.” Daniel van Buyten
“İster forvette oynasın, ister kanatta... Ronaldinho kesinlikle durdurulamaz bir oyuncuydu.” Sergio Ramos
“Antepli ev arkadaşım memleketten getirdiği fıstığı sadece Ronaldinho’lu Barcelona maçlarında zuladan çıkarırdı. Ronaldinho, öyle topçuydu.” Cumali Naçaroğlu

Cumali’nin attığı bu twit günden güne dilimize pelesenk oldu. Efsane futbol adamlarıyla birlikte bu söze de yer vermemiz sanki esprili bir yaklaşım gibi gözükebilir.

Ama şu var ki, aslında bu mizahi çıkarımın arkasında oldukça değerli bir tespit söz konusu. Evet, Ronaldinho belki uçuşa geçtiği iki sezon dışında çok parlak yıllar geçirmedi. O nedenle tarihin en iyileri arasında pek fazla görülmüyor.

Ancak futbol tarihinin en tat veren, en göz pası silen oyuncuları listesi yapılsaydı kesinlikle en tepede onun adı yazılı olurdu. Neden mi?

Babasını 8 yaşındayken kaybeden Ronaldinho, kendisi gibi futbolcu olan ağbeyi Assis’e çok şey borçlu. Assis, kazandığı tüm parayı ailesine harcıyor ve onları ayakta tutmaya çalışıyordu. Ronaldinho, abisinin bu fedakarlığa cevabını Brezilya futbolunu ayağa kaldırarak verecekti.

Onun gibi yetenekler, daha çocuk yaşlarda fark edilir. Ronaldinho da henüz 13 yaşındayken bir benzerini yapmıştı. Gremio alt yapısında top koştururken, bir maçta takımı rakibini 23-0 yendi. Ve tüm goller, Ronaldinho’dan gelmişti.


Basamakları çok hızlı tırmandı. Dünyaya ilk Ronaldinho adını duyururken, takvimler 1999 yazını gösteriyordu. Copa Amerika maçında forma şansı bulan 19 yaşındaki bu çocuk, Venezuela’ya şahane bir gol atıyor, hem estetiğiyle hem de çılgın gol sevinciyle, futbola çok acayip bir karakter kazandıracağını müjdeliyordu.


Arsenal, Avrupa’da onu ilk fark eden kulüp oldu. Ancak AB vatandaşı olmaması ve yeterli milli olma sayısına erişmemesi nedeniyle çalışma izni alamadı. Aynı dönemde ilginç bir transfer hikayesi daha yaşandı.


İskoçya’nın mütevazı ekiplerinden St Mirren, gözünü karartarak Ronaldinho için 6 milyon pound önerdi. Transfer imza aşamasındayken iptal oldu. Nedeni ise Ronaldinho’nun ailesinde daha önce bir sahte pasaport olayı yaşanması. Evet, bu durum galiba ailede yıllar süren bir gelenekmiş…

En nihayetinde Paris Saint Germain 5 milyon Euro ödeyerek bu büyülü yeteneğe sahip oldu. Ronaldinho, o dönem için zayıf bir kadroya sahip olan Paris ekibinde fark yarattı.


Asıl damgayı ise 2002 Dünya Kupası’nda vurdu. Milli takımımızla da iki kez rakip olan Ronaldolu, Roberto Carloslu, Rivaldolu, Cafulu efsane takımın bir parçasıydı. Özellikle İngiltere maçında David Seaman’ı frikikten avladığı gol, unutulmazdı.

Fransa’daki ikinci yılında takımı sadece onun bireysel performansıyla, Fransa Kupası’nda finale çıktı. Ligi ise Ronaldinho’ya rağmen 11. Sırada tamamladılar.

Brezilyalı, hem takımının bu durumu hem de teknik direktörü Luis Fernandez’le yaşadığı sorunlar sebebiyle ayrılmak istedi. Ve Barcelona’da Ronaldinho şarkıları söylenmeye başladı…

İşte, Cumali’nin Antepli ev arkadaşının fıstığını Ronaldinho maçları için sakladığı dönemler, bu dönemlerdi… En başından bahsettiğimiz gibi, aslında en iyi olduğu yıllar 2003 ile 2007 arasıydı. En çarpıcı sezonlarını ise 2005-2006, 2006-2007 sezonlarında yaşadı. Topla olan yeteneklerini, direkt olarak skora da yansıtıyordu. Bir La Liga şampiyonluğu bir de Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu kazandı.



Barcelona ile 70 gole imza attı, her biri ayrı güzellikteydi. Zeka, teknik ve hayalgücünün birleşimi olan goller… Mesela, şampiyonlar ligi’nde Chelsea’ya attığı bu gol… Ünlü maç yorumcusu Roy Houdson, bu golden sonra onun için şu sözleri sarfetmişti: “Hayır bu normal değil, hiç normal değil, böyle bir şey olmadı! Bu gerçekten dünya standardının ötesinde, manyetik spektrumda yaşıyor. Adam bomba imha uzmanından bile daha havalı.”

Ronaldiho’nun futbol dünyamıza kazandırdığı bir diğer gol çeşidi de baraj altından ağları bulduğu frikik. O anda topun başında bulunan bir başka isim Van Bronckhorst, o efsane golü şöyle antlatıyor: “Ne yaptığını tam olarak biliyordu. Daha önce, antrenmanlarda veya maçlarda denediğini hiç görmemiştim. Bunu o anda düşündü. Barajın ne yapacağını tahmin etti, oradan kaleye gidecek kestirme bir yol buldu ve vurdu. İnanılmazdı ve dünyadaki en iyi oyunculardan biri olduğunun kanıtıydı.”


2007 yılından sonra Ronaldinho, gece hayatı, vergi cezaları, antrenmanları aksatma derken, ciddi bir düşüş yaşadı. Takımdaki pozisyonunu dönemin genç yılızı Andres Iniesta’ya kaptırdı. Artık dünya futbolunda da dönem Messi – Ronaldo rekabetinin dönemiydi… Ancak onların öncesinde, “Dünyanın en iyisi kim?” sorusunun tek bir cevabı vardı.

Hiç tartışılmazdı.

Ronaldinho!

bottom of page