top of page

Futbolun En Artistik 20 Hareketi


Futbolun En Artistik 20 Hareketi

Bazıları için futbol sadece kazanmak, şampiyonluklar, kupalar üzerine yapılan bir spor karşılaşması olabilir ama neyse ki herkes böyle düşünmüyor! Futbolun eğlence ve şov yönüne kafa yoran ve bunu yeşil sahada kusursuzca icra edenler tarafından sergilenen 20 muhteşem hareketi hatırlatalım istedik.

BACAK ARASI

Bu hareketi futbol sahalarında uygulayan ilk ünlü ismin Garrincha olduğu söyleniyor. Botafogo’da oynadığı bir hazırlık maçında topu efsanevi sol bek Nilton Santos’un bacaklarının arasından geçiren Garrincha’nın yaptığı bu hareket, Alex Bellos’un “Futbol: Brezilyalıların Yaşam Tarzı” kitabında “Daha önce hiç kimsenin yapmadığı bir şey” olarak anlatılır. Bu hareketi en verimli olarak kullanan isim ise “Bir denizkızına bile bacak arası çalım atabilir” şeklinde lanse edilen Luis Suarez. Robinho, Ryan Giggs, Juan Roman Riquelme ve Santi Cazorla da bu hareketi özgün bir biçimde yorumlayanlar arasında sayılıyor.

STEPOVER

İngiliz, Hollandalı, Avustralyalı, Alman, Brezilyalı, Şilili… Tüm bu ülkeler stepover’ı (topun üstünden atlama) kendilerinin icat ettiğini iddia ediyor. Hatta futbol muammalarının konu edildiği, Paul Simpson ve Uli Hesse tarafından yazılmış kitaba “Stepover’ı Kim İcat Etti?” ismi verilmişti. İngilizler 80’li yıllarda Glenn Roeder’ın bir sağa bir sola savrulmasının, bütün gözleri bu harikayla tanıştırdığını savunsalar da bu hareketin kökeni 1910’lara dayanıyor. Cenevizli bir göçmenin oğlu olan Pedro Calomino, o yıllarda “bicicleta” adı verilen bu hareketle Arjantinli taraftarları mest ediyordu. Brezilyalılar da (her zamanki gibi) bu harekete başka bir isim takmış. Bu numaraya “pedalada” derken, aynı hareketi 1930’lu yıllarda sürat patencilerini izledikten sonra hayata geçiren Law Adam’a “Makas Adam” ismi verilmiş. İşin garip yanı ise bütün bu isimlerin günümüzde farklı hareketler için kullanılıyor olması!

RÖVEŞATA

Bisiklet vuruşu, makas vuruşu... Ne derseniz deyin, yer çekimine meydan okuyan bu hareketin kime ait olduğu konusundan başka çok az şey Güney Amerikalıları bu derece birbirine düşürebilir. Perulular bu hareketi 19’uncu yüzyılda İngiliz denizcilerle yaptıkları maçlarda icat ettiklerini söylerken, Şilililer “Chilena” adını verdikleri bu hareketin ilk olarak 1914 yılında Bask kökenli Ramon Unzaga tarafından icra edildiğini ve Avrupa’ya da yine bir başka Şilili futbolcu David Arellano tarafından Colo-Colo’yla yaptıkları tur esnasında tanıttıkları konusunda ısrarcı. Bu sırada Brezilyalılar da, “bicicleta” adını verdikleri bu hareketin öncüsü olan kişinin 1932 yılında “Lastik Adam” Leonidas Da Silva olduğunu söylüyorlar. Gerçek olması daha düşük bir ihtimal olsa da İtalyanlar da “rovesciata” (ters çevrilmiş) olarak adlandırdıkları bu hareketin ilk olarak 1939 yılında Silvio “Gol” Piola veya 1950 yılında Carlo Parola tarafından yapıldığını iddia ediyor. Alman Klaus Fischer, 70’li ve 80’li yıllarda kendi “fallruckzieher”ini (ters düşme vuruşu) geliştirdi. Daha sonra Meksikalı jimnastikçi bir çocuktan Real Madrid efsanesine dönüşecek Hugo Sanchez, kendi “rüzgâr değirmeni” hareketini sıkça sergilemeye başladı. Gelmiş geçmiş en iyi röveşata, 1997 yılında Queens Park Rangers futbolcusu Trevor Sinclair tarafından yapıldı. Evet, gol FA Cup’ta oynanan Barnsley maçında atılmış olabilir ancak öylesine zor bir pozisyonda bu vuruşu yapabilmek gerçekten takdire şayan.

LA MARIANELLA

Juan Evaristo’nun “topuk volesi” adı verilen bu hareketi 1920’li yıllarda icat ettiği söylenir. Ancak bu anlaşılmaz isim “La Marianella”nın güzelliğini tam anlamıyla açıklayamıyor. Bu hareket ilk olarak defans oyuncularının kalelerini savunması esnasında kullanılmasıyla ortaya çıkmış. Baletlere özgü gibi görünen bu harekette Evaristo bir ayağını ön tarafa yerleştiriyor, vücudunu 180 derece çevirerek topu diğer ayağının dışıyla hedefe gönderiyor.

UÇAN KAFA

Savunmada kahramanca, hücumdaysa dramatik... Futbolda bir futbolcunun normalde yetişemeyeceği topa kendini fırlatarak ve vücudunu tamamen esneterek dokunması, üstelik bu hareketin golle sonuçlanmasından daha güzel görüntü sayısı çok az. Klaus Fischer’in “Röveşata golüyle sonuçlanan bütün ortalar kötüdür” sözünde olduğu gibi bu hareketin ortaya çıkması da planlanmış olan pasın farklı bir yere gitmesinden kaynaklanıyor. Bazı ortalar, büyük bir güçle boynunuzu bükmeyi ve atik olmayı gerektirirken, birçoğu (Henrik Larsson’un Euro 2004’te Bulgaristan’a attığı golü hatırlayın) müthiş bir zamanlama ve cesaret gerektiriyor. Arjantinli orta saha oyuncusu Pablo Bartolucci’nin “güvercin” olarak adlandırılan bu hareketi 1929’da İtalya şampiyonu Bologna’ya karşı yaptığını biliyoruz. Hareketlerin en karmaşığı olduğu söylenemez ancak estetik olarak tatmin edicilerinden bir tanesi.

MATTHEW KESMESİ

Futbol dünyasının ilk şövalyesine boş yere “Çalım sihirbazı” denmiyordu. Sahip olduğu hız, yetenek ve denge kombinasyonuna 1930’lu yıllarda başka futbolcularda rastlamak çok zordu. Matthew’ün bu imza hareketinin büyüleyiciliği ise basitliğinde yatıyor. En yüksek hızda koşarken sağ ayağının içiyle topa yaptığı küçük dokunuş (bunun için her zaman sağ ayağını kullanırdı), daha sonra topu aynı ayağının dışıyla terse vurup savunma oyuncusundan kurtarması... Bunların hepsi göz açıp kapayıncaya kadar gerçekleşmiş oluyordu. Bu “iç-dış” hareketi günümüzde de kanat oyuncularının en değerli silahı olarak gösteriliyor.

RABONA

Normal bir pozisyonda duran bacağın arkasından dolaşarak bir anda beliriveren diğer ayağın attığı pas, şut veya ortalara rabona deniyor. Bu hareket genelde tek ayağını kullanan veya gösteriş yapmak isteyen futbolcular tarafından kullanılıyor. Ascoli’nin kanat oyuncusu Giovanni Roccotelli, bu hareketi ilk defa 1970’li yıllarda büyük kitlelerle buluşturdu. “Taraftarlar her maçta bu hareketi yapmam için bana yalvarıyordu” diyor İtalyan oyuncu. “Çapraz vuruş” olarak adlandırıldığı yer olan Arjantin’de bu hareketi kullanarak atılan ilk gol, Rosario Central’e karşı Ricardo Infante tarafından kaydedildi. Golün kahramanı, 1998 yılında “Bu gol hak ettiği ilgiyi göremedi” diyerek isyan etmişti. Infante yeterli ilgiyi göremedi belki ancak Roberto Baggio, Rivaldo, Diego Maradona, Ricardo Quaresma ve Cristiano Ronaldo bu hareket sayesinde fazlasıyla alkış topladı.

PUŞKAŞ GERİ ÇEKMESİ

“Billy Wright o müdahaleyi yapmakta, bir itfaiyenin yangına gidişinde olduğu kadar aceleci davrandı!” The Times’da yazdığı ünlü yazıda Geoffrey Green, Puşkaş’ın kendisine doğru var gücüyle koşan İngiltere kaptanını, topu kramponunun tabanıyla kendine doğru çekerek adeta bir matador sanatıyla ekarte etmesini bu sözlerle anlatmıştı. O hareketin ardından Puşkaş, Macaristan’ın maçtaki üçüncü golünü atarak takımının yarı finalde galip gelmesini sağladı. Daha sonra bu hareket, topun yerde çizdiği şekil nedeniyle “V geri çekmesi” olarak adlandırıldı. Bu geri çekme yöntemi daha sonra başka çalım stillerine de evrildi. Lionel Messi ve diğerleri bu çalımın büyük birer hayranı.

IBRAHIMOVIC’IN GÜVERCİN KANADI

Arsene Wenger, 2004 yılında “Topukla topa vurmanın zor olduğunu düşünmüyorum” demişti. Belki de haklıydı. Bu demeç topuk pasının, neden FFT’nin en iyi 20 hareketi arasına giremediğinin de bir nedeni olabilir. Peki ya neredeyse başınızın hizasında ve kaleden uzakta bulunan bir topu, topuk darbesiyle ağlara yollamak? İmkânsız! Tabii bu kesinlikle Zlatan Ibrahimovic için geçerli değil! Aynı yıl Ibra, İsveç adına “güvercin kanadı” tekniğiyle kaydettiği golle İtalya’yı Euro 2004’ün dışına yolladı. İsveçlinin, çocukluğunda yaptığı dövüş sanatları antrenmanları sayesinde bu golün birçok varyasyonuna imza attığı aşikâr. Cezayirli Rabah Madjer’in 1987 yılında Porto’da oynarken Bayern Münih’e attığı soğukkanlı topuk golünü de “Une Madjer” olarak adlandırmışlardı.

GARRINCHA DÖNÜŞÜ

Garrincha büyük olasılıkla futboldaki birçok çalım şeklini denedi. Hatta bir hakem ona fazla çalım attığı için kırmızı kart göstermişti. Bir keresinde de kaleciyi çalımlamasına rağmen topu ağlara yollamamış, kalecinin tekrar kendisine doğru koşmasını beklemiş ve şanssız adamı bir kez daha alt etmişti. Garrincha ayrıca Maradona ve Zinedine Zidane’ın ünlendirdiği dönüş çalımının da (Marsilya dönüşü, rulet, gringo ve rocastle 360 olarak da bilinir) yaratıcısı. İki adet “geri-çekme” çalımının kombinasyonu (her ayakla birer tane) olan bu hareket parmak uçlarını kullanarak topu rakipten kurtarmaya imkân tanıyor.

PELE DOLANMASI

Pele’nin, futbolun en temel şaşırtmacalarından biri olan bu hareketi, 1970 Dünya Kupası’nda Uruguay kalecisi Ladislao Mazurkiewicz üzerinde başarıyla uyguladıktan sonra kaçırdığı gol bu çalımı daha da hatırlanabilir kıldı. Gelecek yıllarda Manchester United kanat oyuncusu Jesper Blomqvist, Göteborg’da bu hareketi güncellese de topu rakip futbolcunun bir tarafından atıp diğer tarafından geçme üzerine kurulu olan prensibini değiştirmedi. Ryan Giggs de daha eski ve hızlı zamanlarında bu hareketi kullanmayı alışkanlık edinmişti.

CRUYFF DÖNÜŞÜ

Futbolun en ünlü çalımlarından biri olan bu hareketin yanlış bilinen bir hikâyesi var. Tarih, “Cruyff dönüşü”nün (topa vuracak gibi yaklaştırdığınız ayağınızın iç tarafına aldığınız topu bacaklarınız arasından geçirerek rakibi pazara yollama üzerine kurulu) ilk kurbanının Jan Olsson olduğuna inanmamızı isteyebilir. İsveçli defans oyuncusu o anı “Kariyerimin en fazla gurur duyduğum an” şeklinde anlatsa da gerçekte Cruyff, bu dönüşü ilk olarak 1974 Dünya Kupası’nda Uruguay takımının defans oyuncusu Baudilio Jauregui üzerinde denemişti. İkisi arasındaki fark ise Olsson’un küçük düştüğü anda kameranın daha yakın ve daha mükemmel bir açı yakalamış olmasının bu anı daha iyi bir hikâye haline getirmesiydi.

GÖKKUŞAĞI DOKUNUŞU

Freestyle ve sokak futboluna özgü olan, topu artistik bir hareketle rakibin üzerinden atma hareketini gerçek bir maçta deneyecek kadar cesur olan futbolcu sayısı çok az. Carretilha (Rulet kelimesinin Portekizcesi), lambretta (İtalyanca) ve sombrero (Fransızca) olarak da bilinen bu hareketin tartışmasız en mükemmel örneğini Jay-Jay Okocha, Bolton’da oynarken Arsenal karşısında sergilemişti. Okocha daha önce Eintracht Frankfurt’ta oynarken de bu hareketi rakip savunmacıların üzerinde denemişti. Ancak bizler bu hareketi ilk olarak 1981 yılında, “Zafere Kaçış” filminde Ossie Ardiles’in canlandırdığı Carlos Rey karakterinin Naziler üzerinde denemesiyle tanıdık. Bu hareketi uygulayan isimlerin arasında tüm Real Madrid defansının üzerinde “gökkuşağı” yaratarak topu daha sonra golü kaçıracak olan Deportivo’lu takım arkadaşı Roy Makaay’a kazandıran Brezilyalı Djalminha ve tabii ki 2002 Dünya Kupası’nda Roberto Carlos’u gülünç duruma düşüren İlhan Mansız da var.

OKOCHA ÇALIMI

Nijeryalı yıldız, faal olduğu yıllarda yaptığı hareketlerle YouTube içeriğini oldukça zenginleştirecek hareketlere imza atmıştı. 90’lı ve 2000’li yıllar için çok büyük, 50’li veya 60’lı yıllarda olsaydı muhtemelen mükemmel olarak görülebilecek bir futbolcuydu. Nijeryalı’nın en çok kullandığı hareket, topu ayağın tabanıyla yana doğru sürdükten sonra özenle hazırlanmış şaşırtma hareketi, yılan gibi bir kıvraklık ve hatasız bir denge gerektiriyordu. Danimarkalı Soren Colding, Okocha’nın 1998 Dünya Kupası’ndaki ilk kurbanlarından biriydi. Ancak Brezilyalılar yine size, aynı zamanlarda Ronaldo’nun da bu hareketi mükemmelleştirdiğini söyleyecektir!

AKREP VURUŞU

“İngiltere’de o gün beş yıldır beklediğim top bana atılmıştı” diyor Rene Higuita. Higuita bu hareketi, Kolombiya sokaklarında röveşata deneyen çocukları gördükten sonra, onlara verdiği “Bunu tersten yapsanız da güzel olur” tavsiyesinden sonra yaratmaya karar vermiş. Higuita’nın bu “ters röveşata” vuruşunu özel kılan en büyük şeylerden biri de gerçek bir maçta bu riski alabilen tek kaleci olması. Gözlerine ve vücuduna bakarak, Kolombiyalı kalecinin top Jamie Redknapp’ın ayağından çıktığı anda o hareketi yapmaya karar verdiğini anlayabiliyorsunuz. Kaleciler hariç diğer futbolcular, bu hareketin müthiş kopyalarını çıkarttı. Tıpkı Edinson Cavani’nin Napoli’de oynarken Juventus’a attığı gol gibi.

BLANCO TAVŞAN ZIPLAMASI

Cuauhtemoc Blanco birçok kez yapmasına rağmen bu hareketi ondan başka birinin ayağından görememek gerçekten sürpriz. Belki de bunun nedeni topu iki ayağınızın arasına alıp ileri doğru zıplamanın çok da zor bir şey olmaması. Ayrıca bu hareketin iki defans oyuncusunun arasından çıkmanın en etkili yollarından biri olduğunu da söylemek zor. Ancak “tavşan zıplaması”nı Fransa 98’de ilk defa görenler, bu yeteneği hayretle izlemekten kendilerini alamadılar. Tabii Blanco’nun aynı hareketi dört sene sonra İtalya karşısında denerken düştüğünü de unutmamak gerek! Şu an 41 yaşında olan Blanco bu harekete olan inancını hâlâ yitirmemiş: “Sahada kendinizi eğlendirmeniz gerek. Karşınızda iki defans oyuncusu varken ne yapacağınızı karar vermek için yalnızca birkaç saniyeniz var. Ben bu yeteneğin benim bir parçam olduğunu düşünüyorum” diyor.

ELASTICO

Futbolda Ronaldinho’nun bu hareketi defans oyuncuları üzerinde denemesini izlemekten daha fazla zevk veren çok fazla şey olduğu söylenemez. Ancak topun kontrolünü kaybetmeden, meşin yuvarlağa yapılan dış-iç darbesiyle icra edilen elastico veya “flip-flap” ona ait değil. Defans oyuncularının korkulu rüyası olan bu hareket bazılarının inanmamızı istediği gibi Rivelino’ya da ait değil. 1970 Dünya Kupası’nda Brezilya’nın kanat oyuncusu olan Rivelino, “Bu hareketi Corinthians genç takımında oynayan Sergio Echigo’dan öğrenmiştim” diyor. “Onu gördüğümde ‘Hey Japon, o hareket de ne?’ demiştim.” Ailesi güneşin doğduğu yerden gelen Echigo ise bu soruyu “Bu çok kolay Rive” şeklinde cevaplamış.

FOK DRİPLİNGİ

Tamamen artistik amaçlarla yapılan “La fouquinha” hareketi; Kerlon tarafından keşfedilmiş, rakip futbolcudan tekme yemenin en kolay yolu! Genç Brezilyalı, Cruzeiro’da oynadığı dönemde topu kafasında sürerken kelimenin tam anlamıyla sahadan süpürülmüştü. Bu hareket, gösterişli yeteneklere sahip bir futbolcunun havadan gelen topu kontrol etmek için yaptığı hızlı bir numara değil. Kerlon çoğunlukla bu hareketi yaparak izleyenlere yeteneklerini gösterebilmek için topu yukarıya doğru havalandırıyordu.

RONALDO KESİĞİ

Çevik bileklere sahip olması, tüm hızıyla depara kalkmışken bile Cristiano’nun baltalama hareketine benzer bir vuruşla topa yaptığı 90 derecelik dokunuşla yön değiştirmesine olanak sağlıyor. Karşısındaki defans oyuncuları ters ayakta yakalanmazsa bu hareketle savunmacıları alt etmek çok kolay değil ancak Cristiano ve onun taklitçilerine daha çok zaman ve boşluk yarattığı kesin. Johan Cruyff ve Roberto Carlos da bu kesmeye oldukça düşkün ancak CR7’nin yaptığı hıza ulaşmaları çok zor. Ronaldo ise bu hareketi Portekizli bir arkadaşından öğrendiğini kabul ediyor.

AURELIO

Çoğumuz Rodrigo Taddei ismini, 2006 yılında Olympiakos’la oynayan Şampiyonlar Ligi maçında rakip takım oyuncusu Michal Zewlakow’un havayı dövmesine yol açan rabona ve elastico karışımı o hareket sayesinde duyduk. Brezilya doğumlu İtalyan futbolcu bu harekete o zamanlar Roma’da yardımcı antrenörlük yapan hocası Aurelio Andreazzoli’nin ismini verdi.

bottom of page