Karakter Reyiz Eric the King

Bir döneme hatta tüm futbol tarihine damga vurmuş bi adamla başlamalıyım diye düşünüyordum yazmaya ama sadece topuyla değil her şeyiyle damga vurmuş olmalıydı.

Bir kere ne yaparsa yapsın taraftarın sevgilisi olmalıydı ama yaptığı şeyleri sırf bunun için değil karakteri böyle olduğu için yapmalıydı. Karakteri gibi oyununun da farklı olması gerekirdi. Bir ikon olmalıydı; sokakta çocukların taklidini yaptığı, formalarının kapış kapış satıldığı bir ikon. Başlıktan çözmüşsünüzdür zaten kimin olduğunu ancak yine de bu özel adamı seçerken nelere dikkat ettiğimi belirtmek istedim.

Evet bu yazıdaki adamımız Eric Cantona. Bir futbol dahisi, bir filozof, kalkık yakalı formasıyla bir ikon, oynadığı takımın sadece futbolcusu değil taraftarı da olan bir değerli adam.

"1966 was a great year for England cause it was the year Eric Cantona was born" lafının geçtiği bi reklam filmi de vardır. Evet 1966 Mayıs'ında dünyaya gelen bu farklı adam Auxerre altyapısından çıkmıştır. Leeds United'a gelene kadar Fransa Lig'inde Marseille ve Montpellier gibi çeşitli takımlarda forma giymiştir.

En son Fransa'da Nimes forması giyerken hakeme top attığı gerekçesiyle Disiplin Komitesi'ne sevk edilen ve orada da üyelere 'beyinsizler' diyerek hakaret eden Eric Cantona'ya ikinci şans İngiltere'de verildi. Leeds United'a transfer olan bu aykırı karakter, geçirdiği harika sezon sonrası Leeds taraftarlarınca 'Kral' olarak anıldı. Cantona takıma liderlik yaparak 18 yıl aradan sonra şampiyonluğu Leeds'e yaşattı. Hal böyle olunca şu İngiltere'deki büyüklerden birine gitmesi kaçınılmaz oldu. Bu şanslı takım ise kendisini Manchester'ın asıl sahibi olarak gören United oldu.

(İşte bu formayla hakeme o topu atmasa belki de hiç İngiltere'ye yolu düşmeyecekti.)

George Best'in namını hepimiz biliyoruz. Onun alkolle olan ilişkisini de..

İşte bu yakası kalkık formalı Fransız'ın nasıl bir oyuncu olduğunu kadınları ve alkolü bıraktığı 20 dakikayı hayatının en kötü anı olarak nitelendiren adama "Onunla aynı takımda oynamak için alkolü bile bırakırdım." sözünü ettirmesinden anlayabiliriz.

United'a transfer olduktan sonra Leeds'te olduğu gibi 26 yıllık aradan sonra o sezon şampiyonluk Manchester'ın kırmızı tarafında kutlandı.

1994, '96 ve '97 yıllarında da şampiyonluk Kırmızı Şeytanlar'ın oldu.

İşte kendisi tarafından hayatındaki en güzel an olarak nitelendirilen o Cyrstal Palace taraftarı Simmons'a attığı "kung-fu kick". Cantona kendisine ırkçı söylemde bulunduğu için bu tekmeyi attığını söylüyor. Bu olaydan sonra 9 ay sahalardan men cezası alan Cantona her ne kadar futbolseverler tarafından öyle düşünülmese de futbolu bırakma zamanı geldiğine belki de o an karar veriyor ve yaklaşık 1 sene sonra 31 yaşında futbolu bırakıyor.

United aşkını "Öldükten sonra bedenimi yakın, küllerimi de Old Trafford'a serpin" diyerek gösteren Cantona ve bir benzerini Pascal Nouma'da gördüğümüz "Öldüğümde beni İnönü'ye gömün." sözleri United taraftarının gözündeki Cantona resmini daha iyi anlamamıza yardımcı olur.

Futbolculuk zamanında da oynadığı filmlerle dikkat çeken Cantona futbolu bıraktıktan sonra tamamiyle oyunculuğa yönelmiştir. Her ne kadar bi dönem New York Cosmos takımında teknik direktörlük yapmaya kalksa da iyi futbolcudan iyi teknik direktör olmaz sözünü pekiştirmekten öteye gidememiştir.

Joga Bonito Portekizce'de "güzel oyna" anlamına gelen slogan ile Nike'ın birbirinden kaliteli ve etkili reklam filmlerinde saçı sakalı salmış bi şekilde karşımıza çıkmış ve hemen hepsinde bir kare almıştır. Şahsen reklamları bilgisayara indirip senayoyu ezberledikten sonra aynıları sokakta arkadaşlarla çekmişliğim var. Kameraya değil tabii hafızaya kayıt alarak çekerdik.

İşte bir efsanenin nasıl efsane olduğunun en güzel örneği Eric Cantona'nın dünya futbolundaki yeri bu kadar ulaşılamaz ve kutsal bir yer. Belki de onun kadar iyi yapabildiğimiz tek şey formalarımızın yakalarını kaldırabilmek...